Kişilik bozukluğu türleri nelerdir ?

Ferican

Global Mod
Global Mod
Kişilik Bozuklukları: Dünyanın En İyi Rollerine Sahip Psikolojik Karakterler!

Hadi gelin, biraz eğlenelim. Hayat, bir film seti gibi, değil mi? Bazen ana karakter oluyoruz, bazen figüran. Peki ya senin kişiliğin hangi filmde rol alıyor? Kendini, "Ben aslında biraz felsefi bir romantik dramadayım" mı diyorsun, yoksa "Aksiyon filmi kahramanıyım, her an patlamaya hazır bir bomba gibiyim!" mi? Şaka bir yana, kişilik bozuklukları da tıpkı bir film gibi, farklı karakter tiplerini içinde barındırıyor. Kimisi komik, kimisi dramatik, kimisi ise bir aksiyon filmi gibi yüksek tempolu. Hadi gelin, bu karakterlere bir göz atalım, belki kendi "film"imizi biraz daha iyi anlarız!

Borderline Kişilik Bozukluğu: Duyguların Dalgasında Sörf Yapmak

Borderline kişilik bozukluğu, bir duygu fırtınasında savrulmak gibi bir şey. Hani bazı insanlar duygusal iniş çıkışlardan bahsederken, bir de “ben dalgalı denizde yüzmeye bayılırım” diyen var ya, işte onlar da bazen borderline kişilik bozukluğuna sahip olabilirler. Duygusal olarak istikrarsız bir hayat, hep bir 'çok seviyorum, çok nefret ediyorum' arasında gidip gelmek. Ama bu, öyle yüzeysel bir dalgalanma değil; derin ve yoğun duygular…

Kadınların bu tür bir duygusal dünyayı sıklıkla yaşadığına dair klişeler olsa da, bu durum her birey için farklı şekillerde tezahür edebilir. Bir erkeğin duygusal açmazları, bazen daha gizli ve içsel olabilir, yani biraz daha çözüm odaklı yaklaşma eğiliminde olabilirler. Ama sınırlarını çizen, duygusal kırılganlıkları ve ilişkilerdeki belirsizlikleriyle bu tip bir bozukluk yaşayan herkesin deneyimi benzersizdir. Şunu unutmayalım: İnsanların duygusal denizlerinde yüzmesi, kimseye zarar vermez – yeter ki düzgün can simitleri sağlanabilsin!

Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Aksiyon Filmlerinin Vazgeçilmezi

Evet, bazı insanlar var ki, ‘kurallara takılmak’ onlara göre bir tür trajedi. Antisosyal kişilik bozukluğu, yani halk arasında "sosyopat" olarak bilinen, büyük ihtimalle aksiyon filmi kahramanı olacak kişilikler için geçerli. Hiç bir şey, onları etkilemez. Toplumsal normlar? Ehh, onlar ne? İnsanları kandırmak, manipüle etmek ya da kural dışı davranışlar sergilemek bir beceri haline gelmiş olabilir. Ama dikkat! Bu bireyler, yıkıcı olmanın yanında, bazen de çok cazip olabilirler. Kötü çocuk sendromu da denebilir.

Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik yaklaşımını bu noktada gözlemleyebiliriz. Yani erkekler, duygusal açıdan sığ ve çatışmalı durumlarla baş etmek yerine, bazen olayları daha çözüm odaklı bir biçimde ele alır. Yalnız, çözüm “toplumu alt etmek” olursa, işte o zaman devreye giren bu tip kişilik bozuklukları olur. Yine de, her antisosyal kişilik, bir aksiyon filmindeki kahraman gibi değil; aynı zamanda toplum için ciddi bir tehdit olabilir. Ancak biz yine de filmdeki kahramanı daha çok sevmek istiyoruz, değil mi?

Narsistik Kişilik Bozukluğu: “Herkes Beni İzlemeli!”

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler, genellikle sahne ışıkları altında olmak isterler. Kendilerini dünyanın merkezinde görürler, ve bazen kendi "film"lerinde başrol oynadıklarını zannederler. Onlar için herkes bir figüran gibidir. "Beni izleyin, ne kadar harikayım!" diye bağıran bir karakterin varlığı, kimine göre eğlenceli, kimine göre ise can sıkıcı olabilir.

Kadınlar, ilişkilerde ve toplumsal hayatta, genellikle daha empatik bir yaklaşım sergileyebilirler. Ancak narsistik bozukluğu olan bir kadının, herkesin ilgisini ve sevgisini kazanma arayışı, bir romantik komedi filminde başrol olabilecek kadar ilgi çekici olabilir. Erkekler de bu "bana hayran olun" dünyasında, bazen çözüm odaklı olmak yerine, daha çok "herkesin gözdesi olmalıyım" şeklinde bir yaklaşım benimseyebilirler. Sonuçta, narsisizm tek bir cinsiyete özgü değil; her yaş ve her insanın içinde bir miktar “sahne ışığına” ihtiyaç vardır.

Kaotik Kişilikler: Her Zaman Bir "Deli" Arkadaşımız Olmalı

Kaotik kişilikler, tıpkı bir dans pistinde arka arkaya atılan döne döne hareketler gibi. Onlar, hayatı son derece spontane yaşarlar, öngörülemezdirler ve her an bir şey olabilir. Bu kişiler, en basit halimizle “deliler” olarak tanımlanabilirler, ama her biri kendi filminde kendi kurallarına göre hareket eder. Bu tip kişilik bozuklukları olan insanlar, duygusal açıdan kaotik olabilirler. Bazen çözümler, dış dünyadan çok, içsel bir karmaşa yaratabilir.

Kadınlar, genellikle daha ilişki odaklıdır, ancak bir kaotik kişilik, duygusal kaos ve başkalarıyla ilişkilerdeki belirsizlik arasında gezinebilir. Erkekler, daha çözüm odaklı olmak yerine, bazen durumu biraz daha “normalleştirip” sakinleştirmek isteyebilirler. Ama işin özü şu ki: Kaotik kişilikler her zaman hareketlidir, çünkü her an değişebilirler.

Sonuç: Kişilik Bozuklukları, Hepimizin Filminde Bir Karakter!

Kişilik bozuklukları, aslında birer film karakteridir. Her biri, farklı bir hikaye anlatır. Duygusal bir aksiyon sahnesi, kahramanlık arayışı, ya da biraz "deli" bir komedi olabilir… Hepsi toplumsal faktörlerin, kişisel deneyimlerin ve biyolojik temellerin birleşiminden ortaya çıkar. Erkekler çözüm arayabilir, kadınlar ise ilişkileri ve empatiyi merkez alabilir, ama unutmayalım ki bu kişilik bozuklukları sadece birer etiket değil, derinlemesine anlaşılması gereken çok yönlü olgulardır.

Şu soruyu düşünün: Kişilik bozuklukları, gerçekten de sadece bir "film karakteri" mi yoksa yaşadığımız toplumsal yapının bir yansıması mı? Filmdeki karakterlerin gelişimi nasıl olur, peki ya bizim kişiliğimizin?
 
Üst