Madrabaz kime denir ?

Selin

New member
[color=]Madrabaz Kime Denir? Bir Toplumun Gözünden Hikayelerle Anlatılan Bir Kavram[/color]

Herkese merhaba! Son zamanlarda, “madrabaz” kelimesini sıkça duyuyoruz değil mi? Hem günlük yaşamda hem de eski hikayelerde bu kelime karşılaştığımızda bazen gülümsüyoruz, bazen de ciddi bir yargıya dönüşebiliyor. Ama kimdir bu madrabaz? Gerçekten bu insanlar sadece laf cambazlığı yapanlar mı, yoksa toplumun içinde yer edinen bir rol mü üstleniyorlar? Ben de merak ettim ve bu konuyu biraz daha derinlemesine araştırmak istedim. Hadi gelin, biraz eğlenerek, biraz da düşünerek, hep birlikte bu sorunun cevabını bulalım.

[color=]Madrabazlık: Yalnızca Kelimelerle Değil, İnsanlarla Da Oynanır[/color]

Madrabaz, kelime anlamıyla başkalarını kandırmaya, manipüle etmeye çalışan, genellikle hikayeler uydurarak kendisini olduğundan farklı gösteren kişiye verilen isimdir. Ancak, bu tanım sadece kelimelerle sınırlı değildir; aynı zamanda insanların duyguları, düşünceleri ve toplumdaki yerleriyle de oynanır. Bir madrabaz, kelimeleri ustaca kullanarak karşısındaki kişiyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilir, düşüncelerini değiştirebilir ve hatta bir süreliğine kendi dünyasında ona bir rol biçebilir.

Hikayeler, bizim sosyal varlıklar olarak birbirimizle kurduğumuz bağların temellerindendir. Ama bir madrabaz bu hikayeleri, genellikle yanlış bir şekilde kendi lehine çevirmeye çalışır. Örneğin, bir kişi sürekli olarak bir iş arkadaşını ya da tanıdığını kendi başarılarıyla, büyük zaferleriyle kandırmaya çalışıyorsa, aslında bir madrabazlık faaliyeti içerisindedir. Kendi imajını yüceltirken, başkalarının gözünde daha değerli bir konumda olma amacını güder.

[color=]Pratik ve Sonuç Odaklı Bakış Açısı: Erkeklerin Madrabazlığa Yaklaşımı[/color]

Erkekler genellikle pratik ve sonuç odaklı bir bakış açısına sahip oldukları için, madrabazlıkla daha çok, bir hedefe ulaşmak ya da kendi çıkarlarını korumak için ilgili olabilirler. Bir iş dünyasında, erkeklerin bazen daha fazla yer edinmek, kariyerlerinde daha hızlı ilerlemek amacıyla yaptıkları küçük “yalanlar” veya abartılı anlatımlar, aslında günümüzdeki “madrabazlık” fenomeninin örneklerinden biridir. Ancak bu davranışlar, çoğu zaman sadece rakipleri geçmek ya da daha çok kabul görmek için yapılan bir strateji olarak görülür.

Bir arkadaşımın, iş yerinde terfi almak için nasıl “çok çalıştığını” anlatırken, gerçekte bütün geceyi kafede keyif yaparak geçirdiğini öğrenmiştim. Bir tür “madrabazlık” diyebileceğimiz bu durumda, başarı ve gayret hakkında söylenenler, kişiye toplumda bir avantaj sağlayacak şekilde şekillenmiştir. Bu tür hikayeler, erkeklerin sonuç odaklı stratejilerinin ne kadar yaratıcı olabileceğini gösteriyor. Kimi zaman yaptıkları, onları sadece toplumsal pozisyonlarına göre değerlendirmek yerine, bir "yalan" olarak sınıflandırmamıza sebep olabilir.

[color=]Duygusal ve Topluluk Odaklı Bakış Açısı: Kadınların Madrabazlıkla İlişkisi[/color]

Kadınlar ise topluluk ve duygusal bağlarla daha çok ilişki kurma eğilimindedirler. Bu da madrabazlığın onlarda daha farklı bir biçimde ortaya çıkmasına neden olur. Kadınların bazen duygusal manipülasyon yaparak insanları bir arada tutma çabaları, ya da başkalarına kendilerini daha değerli göstermek için abartılı hikayeler uydurmaları, genellikle “iyilik” amacını taşır. Bu tür bir davranış, bazen başkalarının duygusal ihtiyaçlarına hitap etme, empati kurma ve topluluk içinde bağları güçlendirme amacını güder.

Bir kadının bir arkadaşına yardım etmek için çok şey yaptığını anlatırken, aslında belki de kendi duygusal ihtiyaçlarını karşılamak üzere, başkalarını kendisine bağımlı kıldığını fark etmek mümkündür. Burada da yine, gerçek dışı bir anlatım olabilir; ancak bunun ardında başka bir amaç vardır. Kadınlar, duygusal bağları kurma ve toplumun parçası olma adına, bazen kendilerini olduğundan farklı gösterebilirler.

Böyle bir davranış, daha çok başkalarını manipüle etmeye yönelik değil, kişisel güven duygusunu sağlamaya yönelik olabilir. Yani kadınların madrabazlık anlayışında, daha çok içsel bir ihtiyaç ya da toplumsal rollerin dayattığı normlar etkilidir. Kendi duygusal durumlarını başkalarına aktarmak ve buna göre davranmak, bazen maddi çıkarlar veya kişisel egolarla değil, sadece bağlılık ve destek arayışıyla şekillenir.

[color=]Gerçek Dünyadan Bir Hikaye: İstanbul’daki Bir Çaycı ve “Madrabazlık” Sanatı[/color]

Bir gün İstanbul’daki bir çaycı ile sohbet etme fırsatım oldu. Çaycı, yaşlıca bir adamdı ve yıllardır aynı mahallede dükkanını işletiyordu. Her gün tanıdığı insanlara güler yüzle çay ikram ederken, sürekli olarak başkalarına hikayeler anlatıyordu. “Ahmet abi, bu sabah dükkanı açarken o kadar çok dua ettim ki, Allah’tan ne dilemişim biliyor musun? Çaycılığı bırakıp, bir iş adamı olmak,” diyordu mesela. Herkes gülüyordu, ama her bir kelimesinde bir anlam vardı. O, insanlara yalnızca çay satmıyordu; aynı zamanda onlara bir yaşam dersini, kendi mücadelelerini ve küçük zaferlerini anlatıyordu. İşte bu hikayeler, onun aslında bir madrabazlık yaparak insanları etkileme, kendisini önemli gösterme arayışının bir parçasıydı.

Çaycı, insanlara kendi küçük dünyasında nasıl güçlü olabileceğini, hayatın zorluklarını nasıl aşabileceğini gösteriyordu. Ama işin garibi, onu dinleyenler hep daha güçlü, daha cesur hissediyorlardı. Bu, bir bakıma ona dair küçük bir “madrabazlık” oyunuydu; ama kimse bunun farkında değildi. Çünkü onun anlattığına göre, başarısı yalnızca bir dilek değil, insanların ona inanması ve değer vermesiydi.

[color=]Sizce Madrabazlık Ne Zaman Bir Stratejiye Dönüşür?[/color]

Peki sizce, ne zaman “madrabazlık” gerçekten de bir stratejiye dönüşür? Yani bir insan, toplumun içinde “gerçek” olmak yerine, kendini başkalarına olduğu gibi göstermek yerine, sürekli olarak uydurulmuş hikayelerle çevresindeki dünyayı şekillendiriyorsa, bu davranışları nasıl anlamalıyız? Bir strateji mi, yoksa sadece bir manipülasyon mu?

Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum!
 
Üst