CamdakiTeze
Active member
Yangın cephesinde kısmi ateşkes, ancak aşağıyı okuyun…
Muhabirimizden
FEDERICO RAMPINI
SAN FRANCISCO – “Yangınlar Kaliforniya’yı yutuyor – Donald Trump’a gümbürdüyor – ve hata, ormanlarını koruyamayan feci bir yerel yönetimde yatıyor”. Demokrat vali Gavin Newsom, “İklim değişikliğini inkar ediyorsun – o yüzden kapa çeneni” diyor. Trump Yönetimi, Paris Anlaşmalarından kesin olarak çıkmak için resmi prosedürü başlatırken, Birliğin en zengin ve en gelişmiş eyaletleriyle bir iç kan davası, “sanal bir ayrılma” şiddetli bir şekilde yeniden patlak veriyor. Kaliforniya yanıyor, bu kimin suçu? Karşılıklı suçlamalar şiddetli, savaşın cepheleri çoğalıyor. Son olarak, otomobil endüstrisindeki büyük isimler (Toyota ve Fiat Chrysler dahil), Kaliforniya’nın CO2 emisyonlarında kesintiler yapmaya çalıştığı ve Washington’a karşı Paris anlaşmalarına sadık kaldığı düzenlemelere sırt çevirdiğinde Trump bir puan kazandı.
Kaliforniya yanarsa gerçekten kim suçlanacak? Amerika Birleşik Devletleri başkanının hiç şüphesi yok: “Kötü orman bakımı. Vali işini yapıyor ve çevrecileri dinlemekten vazgeçiyor” dedi. Bu arada, Golden State’in başkenti Sacramento’da federal fonları kesme fırsatını kullanır. Doğal afetler ve siyasi çatışmalar iç içe geçmiş sembolleri içeriyor. Güney Kaliforniya’daki Simi Vadisi’ndeki alevlerin, neoliberalizmin tarihi babasına adanmış bir anıt kütüphane olan Reagan Kütüphanesini tehdit etmesi gibi. Evet, çok da uzak olmayan bir dönem vardı (60’lardan 80’lere kadar), Kaliforniya’nın Cumhuriyetçilere oy verdiği, Richard Nixon ve Ronald Reagan’ın iki önemli sağcı başkanın güçlerinin ilk kalesine burada sahip olduğu dönem. Bugün ise tam tersine solun en önemli oy havuzudur. Trump’a karşı gelecek Demokrat adayın belirlenmesinde belirleyici bir rol oynayacak. Çevreciliğin ve eşcinsel evliliğin, esrarın serbestleştirilmesinin ve yasadışı göçmenlerin haklarını garanti eden “kutsal şehirlerin” ön saflarında yer alan Kaliforniya, sağcılar için ideal bir hedef. Uzun süredir radikal bir sol tarafından yönetilen Amerika’nın en zengin ve en kalabalık eyaleti başını belaya sokarsa, ilerici “model” sendeler.
Şimdilik yangın acil durumu ateşkes veriyor, ne kadar sürecek bilinmiyor. Sonoma Vadisi (San Francisco’nun kuzeyindeki Chianti-shire) yakınlarındaki Kincaid yangınından Los Angeles, Palisades ve Getty Müzesi’nin dış mahallelerinde çıkanlara kadar, itfaiyeciler şimdi alevleri %50’den fazla kontrol altına almayı başardı. Kaliforniya’nın gelişmiş bir laboratuvar olduğu yüksek teknoloji yardımlarına geldi. Son savaşta belirleyici silahlar arasında: yangın önleyici uçaklara sağlanan, dumanın içini “gören” ve yere yangınların çevresine, saldırmak ve onları evcilleştirmek için ideal açılara ilişkin olağanüstü derecede kesin talimatlar gönderen yeni kızılötesi sensörler . 2019’un başından bu yana 5.000 kadar yangın çıkması, ancak hiçbirinin geçen yılla karşılaştırılabilir bir can kaybına yol açmaması (yalnızca Cennet’te 85 kişi öldü) belki de tesadüf değil. Aşırı çelişkiler diyarı California, modernliğin ve geri kalmışlığın en rahatsız edici noktalarını bir araya getiriyor. Bu yangınlarda hain bir rol, yerel elektrik şirketi Pacific Gas & Electricity’ye (PG&E) aittir. Yetmişlerden kalma eski hurda, asılı elektrik kablolarından birkaç salgın başladı. Halihazırda hukuk ve ceza davalarında hüküm giymiş, 30 milyar dolarlık para cezası ve tazminat yükü altındaki PG&E iflasla sonuçlandı ve Vali Newsom onu kamu kontrolü altına almayı göz ardı etmiyor.
Trump’ın inkar etmekte ısrar ettiği iklim değişikliğinin kesinlikle yangınlarla bir ilgisi var. California-Santa Barbara Üniversitesi’nde Max Moritz liderliğindeki araştırmalara göre, ortalama yıllık sıcaklıklar 1972’den 2018’e kadar üç Fahrenheit derece arttı; aynı dönemde yangınların yaktığı alan beş kat arttı. Sierra Nevada dağlarında yangın sezonu 40 yıl öncesine göre 75 gün uzadı. Yine de, iklim değişikliğinin eşit derecede alçakça bir rolü, vahşi kentleşmeye aittir. 1990 ile 2010 yılları arasında inşa edilen 12 milyon konut, kentsel yerleşim çizgisini ormanlara daha da yaklaştırdı. Eyalet nüfusunun dörtte biri şu anda, doğal habitat uzmanlarının “arayüz” dediği, son zamanlarda yarı kentleşmiş alanların ve hala vahşi ormanların tehlikeli bir şekilde bir arada var olduğu mobil sınırda yaşıyor. Trump’ın bununla hiçbir ilgisi yok, doğal alanlara yönelik saldırı yerel solun iktidarı altında gerçekleşti. Tarihçi Mark Arax, modern Kaliforniya’nın doğuşuyla süreklilik görüyor: 1846 savaşında Meksika’dan alınan bir sınır eyaleti, ardından sadece iki yıl sonra efsanevi “altına hücum” sahnesi. California, diye hatırlıyor Arax, “İkinci Dünya Savaşı’nın nüfusu dörde katlanarak bugün 40 milyona ulaştığı için, doğal kaynaklar ve su için verilen savaş Los Angeles, San Francisco ve San Diego gibi metropolleri dünyanın en zengin tarımıyla karşı karşıya getirdi. Central Valley merkezli”. Arka planda su savaşlarının olduğu kara film “Chinatown” kült filmini anlatan hikaye buydu. Kendini durmadan tekrar eden bir hikaye: tarım ticareti yeni topraklar işgal etmeye ve su emmeye devam ediyor; Pahalı kıyı şehirlerinden kovulan vatandaşlar, Santa Clarita vadisindeki Newhall Ranch gibi hinterlanddaki yeni gayrimenkul projelerine koşuyor: 2016 yılında Pico Kanyonu yangınında alevlerin nüfusu yerinden ettiği bir bölgede 21.000 ev Burada kimse yok verecek dersleri vardır; Herkes gelecekteki felaketler için bina inşa etmek için elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Çevrede yazıldı, California, Donald Trump, Marathon Man, siyaset partileri seçimleri ABD | Bir yorum “