Fenerbahçe Lisesi Kaç Puan Istiyor ?

Ela

New member
Fenerbahçe Lisesi Kaç Puan İstiyor? Bir Hayalin Hikâyesi

Selam dostlar… 🌙

Bugün size sadece bir “puan” sorusunun değil, bir hayalin, bir mücadelenin ve belki de biraz kalp sızısının hikâyesini anlatmak istiyorum.

Çünkü bazen bir okulun kaç puan istediğini sormak, aslında “hayalim ne kadar uzakta?” demektir.

Ve işte tam da bu yüzden, bu konuyu sadece bilgiyle değil, biraz yürekle anlatmak istedim.

---

Bir Yaz Akşamı, Bir Hayal: “Fenerbahçe Lisesi’ne Gireceğim!”

Temmuz sıcağında, Kadıköy rüzgârı deniz kokusunu getirirken, 14 yaşındaki Elif, sahil kenarında oturmuş telefondan Fenerbahçe Lisesi’nin web sitesine bakıyordu.

O an gözleri parladı.

Mavi-sarı renkler, okulun tarih kokan binası, avluda dalgalanan o koca bayrak…

Her şey birden anlam kazandı.

Elif’in yanında çocukluk arkadaşı Mert vardı. O tipik “mantıklı erkek” modeliydi; her şeyi hesapla, planla, analiz etmeden adım atmazdı.

Elif ise duygularıyla hareket ederdi. “İçimden geliyorsa doğrudur,” derdi her zaman.

O gün aralarındaki fark, iki farklı dünyanın nasıl aynı hayalin etrafında dönebileceğini gösterecekti.

---

“Kaç Puan Lazım?” – Bir Soru, İki Yorum

Elif içini çekti:

> “Acaba Fenerbahçe Lisesi kaç puan istiyor?”

Mert hemen telefonuna sarıldı.

> “Geçen seneye göre 471 civarıymış. Ama bu sene değişebilir. Hadi oturalım, birlikte hesaplayalım.”

O sırada Elif, rakamlara değil, binanın pencerelerine bakıyordu.

> “Mert… ben orada olmak istiyorum. Ders çalışmak, teneffüslerde deniz kokusunu duymak, sabahları vapurla okula gitmek…”

Mert gözlerini kaldırmadan cevap verdi:

> “O zaman hedef belli. 475 alırsan girersin. Geriye sadece çalışmak kaldı.”

İşte o anda, Mert’in stratejik zekâsı ile Elif’in kalp dolu hayali çarpıştı.

Biri yolu planlıyordu, diğeri o yolun sonunda ne hissedeceğini hayal ediyordu.

---

Elif’in Dünyası: Puan Değil, Umut

Elif için puan sadece bir sayı değildi.

O, babasının “Sen yaparsın kızım” deyişindeki gururu, annesinin sabahları hazırladığı kahvaltıdaki sevgi,

gece lambasının altında tuttuğu defterin sayfalarına dökülen sessiz bir inançtı.

Her deneme sınavından sonra ağlasa bile, ertesi gün yine kalemini eline alırdı.

Çünkü hayalinin adı artık “Fenerbahçe Lisesi”ydi.

Yani bir bina değil, bir semboldü.

---

Mert’in Dünyası: Strateji, Plan, Sistem

Mert ise farklıydı.

O, Excel tablosu yapmıştı kendine.

Her denemede aldığı puanları yazıyor, grafik çıkarıyor, zayıf konularını kırmızıyla işaretliyordu.

Kendince bir mühendis titizliğiyle çalışıyordu.

Bir gün Elif’e dönüp dedi ki:

> “Duygular güzel ama rakamlar kazandırır. 20 net fazlası seni hedefe taşır.”

Elif gülümsedi:

> “Ama hayal etmeden nasıl motive olacağım Mert? Sen hiç bir okulu düşleyip heyecanlandın mı?”

Mert sustu. Belki ilk kez kalbin, akıldan daha gür konuştuğunu fark etmişti.

---

Sınav Günü: Kalbin ve Aklın Buluştuğu Yer

O sabah ikisi de aynı sırada oturdu.

Mert’in elinde su şişesi, hesap makinesiyle yapılmış notlar, planlı nefes alıp verme egzersizi…

Elif’in ise çantasına sıkıştırılmış küçük bir not:

> “Fenerbahçe Lisesi seni bekliyor. Kendine inan.”

Zil çaldı.

Kalemler hareket etti.

Sınıfın sessizliğinde kalplerin sesi yankılandı.

Ve o anda, iki farklı dünya tek bir amaçta birleşti:

Hayali gerçekleştirmek. 💛💙

---

Sonuçlar Açıklanırken: Birlikte Ağlamak, Birlikte Gülmek

Bir hafta sonra, sonuçlar açıklandı.

Elif telefonu elinde titriyordu.

Mert yanında, her zamanki gibi sakin görünmeye çalışsa da eli titriyordu.

Ekrana baktılar.

Elif’in puanı: 472.3

Fenerbahçe Lisesi’nin taban puanı: 472.5

O iki ondalık… iki küçük rakam…

Bir hayalin ucundan kaçışıydı belki ama, gözyaşlarının ardında bir gurur da vardı.

Elif ağlarken Mert omzuna dokundu:

> “Bak, 0.2 puan farkla kaçırdın. Bu bile büyük bir başarı. Sen sadece çalışkan değil, inanmış bir insansın.”

Elif, gözyaşlarının arasından gülümseyerek cevap verdi:

> “Belki Fenerbahçe Lisesi olmadı ama ben o hayali yaşadım. O bile bana güç verdi.”

O gün Mert, duyguların da bir plan kadar güçlü olabileceğini öğrendi.

Elif ise, her hayalin gerçekleşmese bile seni değiştirebileceğini…

---

Forumdaşlar, Şimdi Sıra Sizde!

Belki siz de bir zamanlar Fenerbahçe Lisesi’ni hayal ettiniz…

Belki oraya girdiniz, belki sınırdan kaçırdınız.

Ama eminim ki hepinizin bir “Fenerbahçe Lisesi” vardır.

Bir hayal, bir hedef, bir “keşke” ya da “iyi ki”.

Puanlar değişir, yıllar geçer ama bazı hedefler kalbe kazınır.

Çünkü mesele kaç puan istediği değil, senin o hayalin peşinden nasıl gittiğindir.

---

Son Söz: Puanlar Unutulur, Hikâyeler Kalır

Bugün Fenerbahçe Lisesi belki 470, belki 480 puan istiyor.

Ama aslında hayat hep aynı şeyi ister:

İnanç, çaba ve biraz da kalp.

Elif ve Mert’in hikâyesi, belki de hepimizin içindeki iki sesi hatırlatıyor:

Biri plan yapan akıl, diğeri umutla atan kalp.

Ve gerçek başarı, ikisinin el ele verdiği anda doğar.

Peki siz, hangi yanınızla Fenerbahçe Lisesi’nin kapısından girmeye çalıştınız?

Yorumlara bekliyorum forumdaşlar…

Belki sizinkinde o 0.2 puan farkı değil, bir ömürlük ilham saklıdır. 💫
 
Üst