İTÜ ekonomi kaç bin ?

Murat

New member
Hayatın Ekonomisi: İTÜ Ekonomi ve O Anın Değeri

Sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlere, içimde yıllardır biriken bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. O anı, o duyguyu anlatmak, belki birimizin hayatına dokunur diye düşündüm. Belki de hepimizin yaşadığı, ya da yakından tanıdığı bir duygu bu. Hani şu sınav öncesi stres, geleceği belirleyen seçimler ve sonrasında gelen bekleyiş… Benim de tam olarak yaşadığım bu. Birçok karar, birçok düşünce ve… İTÜ Ekonomi’yi kazanıp kazanamamak. Kendi içimde kurduğum bu yolculuk, aynı zamanda iki farklı dünyanın birleşimiydi.

O zamanlar, karnımda kelebekler uçar, beynimde binbir türlü düşünce savaşırdı. Hedefim belliydi: İTÜ Ekonomi. Ama ne kadar hazırdım, ne kadar eminim, hiçbir fikrim yoktu. Kendime sormadan edemiyordum, "Ya kazanamazsam?" İşte, bu soru beni hem korkuturdu hem de biraz daha motive ederdi.

Bir Çözüm Arayışı: İki Farklı Perspektif

Hikâye, aslında tam olarak burada başlıyor. Benim için, hayat her zaman bir çözüm odaklı bir bulmacadan ibaretti. Ne kadar strateji belirlersem, ne kadar plan yaparsam, sonuç o kadar yakındı. Yıllardır karşılaştığım her sorunu, mantıklı ve metodik bir şekilde çözmeye çalışmıştım. Erkeklerin dünyasında büyüdüm. Hep "Bunu yaparsam şunu elde ederim" ya da "Şu adımı atmam lazım" gibi düşüncelerle hareket ettim.

Fakat, bir gün, annemle konuşurken tamamen başka bir bakış açısı ile karşılaştım. Annem, bana bu kadar stresli olmamamı, aslında bu sürecin bir yolculuk olduğunu, hayatın sadece bir sınavdan ibaret olmadığını söyledi. "Hayat bazen seni beklediğin yerden, beklemediğin bir zamanda bulur. O yüzden ne kadar çok çalışsan da, her şeyin bir anlamı vardır," dedi.

İlk başta bu sözlere gülüp geçtim. "Ne yani, kazanmasam da bir anlamı var mı?" diye sordum içimden. Ama sonra, zaman geçtikçe annemin bakış açısının, gerçek anlamda bir iç huzuru getirdiğini fark ettim. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımına karşın, kadınların empatik ve ilişkisel bakış açıları çok daha fazla kalbime dokunuyordu.

Kazanmak ve Kaybetmek: İTÜ Ekonomi’yi Kazanmak

Sınav zamanı geldiğinde, tüm planlarımı uygulamıştım. Her gün düzenli çalışıyor, eksik olduğum noktaları tamamlıyordum. O kadar düzenliydim ki, saat kaç olduğuna bile bakmadan ders çalışıyordum. Ama bir sabah, sınavın arifesinde, hiç beklemediğim bir şey oldu. Babam bana şöyle dedi: "Hangi okulu kazanırsan kazan, en önemli şey yolculuğunun bir parçası olman." O an, sınavın sonuçlarına odaklanmak yerine, sınavı geçmenin bir hayattan yalnızca bir an olduğunu fark ettim. O an, sadece başarı değil, yolculuk da çok değerliydi.

Sınav sonuçları açıklandığında, o heyecanla bilgisayarın başına oturdum. Sonuçları gördüğümde kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Sonuçlarım mükemmeldi. İTÜ Ekonomi’yi kazanmıştım! Evet, gerçekten kazanmıştım. Ama tek düşündüğüm şey, sadece kazandım değil, bu süreçte kendimi nasıl tanıdığım oldu. Zamanla, bu hikâye bana çok şey öğretti. Sadece bir okul kazanmanın değil, o yolda nasıl bir insan olduğunun ve yaşadığın her anın önemini.

Başarı Ya da Başarısızlık: Gerçek Önemli Olan

Sonuç olarak, bu süreç yalnızca bir sınavın ötesinde çok şey ifade etti. Erkeklerin genelde çözüm odaklı yaklaşımı ve sürekli plan yapma çabası yerine, annemin ve arkadaşlarımın bana öğrettiği empati, her şeyin ötesindeydi. Zihinsel olarak bu süreç ne kadar zorlayıcı olsa da, duygusal olarak insanın kendini anlaması ve bazen başkalarının bakış açısını dinlemesi çok önemli.

Bazen kazanmak, bazen kaybetmek… Ama her durumda, insanın içsel yolculuğunda öğrendikleri, en değerli kazançtır. Ve belki de hepimizin yaşamında bir yerde aynı soruyu sorması gerekir: "Hayat bana neler öğretiyor?" Kendimize bu soruyu sormak, sonuçlardan çok daha fazla şey ifade eder.

Sizler de bu süreçte benzer bir yolculuğa çıktınız mı? Sınavlar, okullar ya da hayatın diğer meselelerinde empatik bakış açıları sizlere nasıl yardımcı oldu? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
 
Üst